Bursa’nın Yunan Ordusu tarafından İşgal Edilmesi (8 Temmuz 1920)
Yunan ordusu Haziran 1920’de Bursa, Balıkesir, Uşak çizgisine doğru ilerlemekteydi. Batı Cephesinde ki Kuvayi Milliye direnişi düşmana zarar veriyor ama düşmanın ilerlemesinde yetersiz kalıyordu. 22 Haziran 1920’de başlayan Yunan taarruzunda Kuvayi Milliye güçlerinin tutunamaması karşısında düzenli bir ordu kurulma fikri güçleniyordu. Nitekim yeni düzenlemeyle Batı Cephesi’nin kuzey kısmı Albay İsmet Bey’in emrine verilecekti.
8 Temmuz 1920 tarihinde Bursa işgal edilmiş ve Yunanlılar Bilecik’e 70-80 km kadar uzaklıktaydılar. Yunan mezaliminden korkan halk Bursa işgal edilmeden hemen önce daha güvenli gördükleri bölgelere göçe başlamıştı. Bu bölgelerden biri de Bilecik ve çevresidir.
Necmi Güney Bilecik Tarih ve Coğrafya Etüdü isimli kitabında bu olaydan şöyle bahseder; “22 Haziran 920’de Yunan ordusu üç fırka halinde Akhisar-Soma-Balıkesir ve Karaca Bey istikamedinden Bursa, Dinboz ve Aksu üzerine umumi bir taarruza geçtiler. Halkın bir kısmı gelen düşmana karşı koymak üzere Selöz üzerine yürüdüler diğer kısmı ise Eskişehir-Gölpazarı ve Söğüt’e hicrete başladılar.”
Göç eden sadece halk değildi. Ertuğrul Sancağı’nın idari yapısı da (Bilecik mutasarrıflığı) Gölpazarı’na taşınıyor, Ertuğrul Sancağı daha güvenli bir yer olan Gölpazarı Nahiyesi’nden idare olunacaktı. İşgal öncesi Kayseri’ye sevk edilen memurinler Gölpazarı’na geri çağrılıyordu. Nitekim Bileciğin işgalinden yaklaşık bir yıl sonra 13 Şubat 1922’de Ertuğrul Mebusu Mustafa Kemal Bey’in Mecliste yaptığı konuşma bu olayı belgeleyecekti.
“Mustafa Kemal Bey (Ertuğrul Mebusu) – Arkadaşlarım; malumı âliniz Bilecik kasabası düşman tarafından işgal edildi. Tekmil memurin geri çağırıldı. Çağırıla n memurlar arasında polis memurini de vardır. Bunlar Kayseri’ye sevk edilmiş idi. Şimdi Bilecik kasabasının merkezi Gölpazarı’nda teşekkül etmiştir.” (TBMM GCZ. C.II, 13 Şubat 1922:761)
Genişleyen Yunan istilasına karşı yeni cephelerin oluşturulmaya başlandığı günlerde Gölpazarı Şahinler köyü doğumlu Bilecik müftüsü Mehmet Nuri Efendi’nin örgütlediği Bilecik Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bölgedeki diğer Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ile temasa geçerek konuyla alâkalı organizasyonları da yürütüyordu. Bu durum karşısında Bilecik Müftüsü ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin başkanı Mehmet Nuri Efendi Yunan ordusunun Bursa üzerinden iç bölgelere doğru ilerleyişi karşısında T.B.M.M. Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya acele bir telgraf çekerek acil yardım talebinde bulunacaktı (20 Temmuz 1920).
“Elde silah yok, düşmana karşı asker yok. Elimiz böğrümüzdedir. Bu vaziyetin devamı değil Bilecik, bütün memleketin istilasına ırz ve namusun mahvına, eşrafın katline razı olmak demek olacağından Allah Peygamber aşkına Bilecik halkı çare bulmanızı bekliyor.”
Bilecik’in Yunanlılar Tarafından İlk Kez İşgal Edilmesi (6-9 Ocak 1921)
Yunan ordusu 6 Ocak 1921’de 20.000 kişilik kuvvetiyle ileri harekete geçti. Yunan ordusu bölgeyi korumakla görevli 61’inci fırkanın Eskişehir’e doğru geri çekilmesi üzerine Yunan ordusu Yenişehir Bilecik hattı üzerinden Küplü’ye yürüdüler. 8-9 Ocak 1921 tarihinde Bilecik Yunan ordusu tarafından ilk kez işgal edilecekti. Yalnızca üç gün sürecek bu işgalde Bilecik halkı kendi başının çaresine bırakılmak zorunda kalmıştır. Yunan ordusunun hareketi üzerine yöre halkının bir kısmı Eskişehir yolu üzerinden Ankara’ya, bir kısmı ise Sakarya Nehri iç kısımlarında ki daha güvenli olduğunu düşündükleri Gölpazarı’na doğru kaçmaya çalışıyordu. Bilecik Yunan ordusu tarafından 8 Ocak 1921’de ilk kez işgal edilecekti. Necmi Güney, Bilecik’in ilk işgal günlerinden (6-9 Ocak) şöyle bahsediyordu:
“Herkes kaçıyordu. Yollarda neler gördük neler, bunların hepsi ayrı ayrı birer yaradır. 61. fırka Eskişehir ve civarına çekildi. Yunanlılar Yenişehir-Bilecik yoluyla Küplü üzerine yürüdüler 8/9 kânunusani / 1921 de Bilecik’i işgal ettiler. Bir gece bütün halk yollara dökülmüştü. İçlerinden bir iki kişi, nereye gidiyorsunuz? Halife ordusu geliyor, diye bağırdı ise de halk bunlara hiç ehemmiyet vermiyor, sonsuz bir tevekkümle yoluna devam ediyordu. Bu yolculuk o kadar garipti ki, zengin olduğu halde yalın ayak yola düşenler, çocuğum nerde diye ağlayan analar, Allah’a dua eden ak saçlı kadınlar ve ihtiyarlar hepsi birbirleri ile kardeştiler. Gece bütün Bilecik boşalmıştı. Kimisi dağlara, kimisi de yollara düşmüştü. Söğüt’e, Karaköy’e, Küplü’ye uzayan yollar birer mahşerdi. Yunanlılar Bilecik’e girmişler Söğüt-Küplü üzerine ilerliyorlardı nihayet zayıf bir kuvvet Küplü’ye girdi. Beni mevkii jandarma kumandanı yaptılar.
Küplüye 10 dakika olan Başköy’den birçok tanıdıklarımı Eskişehir’e ve Gölpazarı’na salimen kaçırdım. Nihayet Lefke’den gelecek olan kuvvetlerimize onları inandırarak şaşırttım. Hakikaten ‘Cemal’ de (Gökbayrak Milis Kuvvetleri Komutanı Gökbayrak Cemal) Bilecik’e saldırmıştı. İlk defa Bilecik pek az Yunan işgalinde kaldı. Bundan sonra ben de Küplü’de duramadım. Derhal Sakarya’ya geçtim o zaman mutasarrıflık Gölpazarı’nda idi. Oraya gittim. Birinci İnönü muhaberesi başlamıştı. Kuvvetlerimiz Bilecik hududu içinde toplandılar. Bu muhabere neticesinde 11 Kanunisani (Ocak) 921’de düşman kuvvetleri kaçmaya başladılar.”
6.000 kişiden oluşa Albay İsmet Bey komutasında Türk birliği Yunan ordusunu Eskişehir’in batısında ki İnönü bölgesinde durdurarak büyük bir zafere imza atacaktı.
Kısa sürecek bu işgal sırasında yerli Rum ve Ermenilerin yaptıkları bundan sonra yapacaklarının bir başlangıcıydı. Yerli Rumlar ve Ermeniler Yunan ordusu Bilecik’e girdiği zaman onları büyük bir heyecanla karşılayacaklar yetmez miş gibi ileri gelenlerin evlerine girerek soygun ve tahrip yapmaktan çekinmeyeceklerdi. Yunan ordusu bütün evleri işgal edecek malları yağmalayacak, şehirde kalan az sayıda ki halka zulüm edeceklerdi. Fakat yerli Rum ve Ermenilerin yaptıkları taşkınlıklar Yunanlıların yaptıklarını yarı yolda bırakacaktı. Geceleri Rum ve Ermeniler toplanarak mahalle mahalle gezerek ‘Zito Venizelos’ diye bağırır ve rast geldikleri Türklere hakaret ederek istedikleri eve girerek mutluluk içinde şarkılar söyleyeceklerdi.
Bilecik’in Yunan ordusu tarafından ilk işgalinde Türk halkına asıl zararı veren Yunan ordusundan ziyade bölgede yaşayan ve Yunan asker kıyafetleri giymiş Rum ve Ermeni Osmanlı vatandaşlarıydı. Bu sevinç kısa sürecekti. 12 Ocak 1921 tarihinde Yunan ordusu yenilmiş, Bursa’ya doğru geri çekilmeye başlamıştı. Türk halkı yapılanları unutmamıştı. Bunun üzerine yerli Rum ve Ermeniler de Yunan ordusu ile birlikte Bursa’ya doğru çekileceklerdi.
“Bilecik 12 Ocak günü işğalden kurtarılınca, Bilecik ve çevresinde yaşayan gayrimüslim Rum ve Ermeniler de bölge de kalmalarının tehlikeli olacağını anlamış geri çekilmekte olan Yunan birlikleriyle beraber Bursa istikametine doğru çekilmişti. Bilecik, Göldağı, Muratça ve civarlarından Bursa’ya doğru 4-5 bin kadar Rum ve Ermeni muhacir kaçmak zorunda kalmıştı. (İkdam, 19 Ocak 1921: 19).”
Sonuç olarak; Bursa’nın 8 Temmuz 1920’de işgal edilmesiyle birlikte Ertuğrul Sancağı’nın idari yapısı da (Bilecik mutasarrıflığı) Gölpazarı’na taşınacak, Ertuğrul Sancağı daha güvenli bir yer olan Gölpazarı Nahiyesi’nden idare oluyordu.
Göldağı, Türkmen köyünden sonra Gölpazarı nahiyesinde içinde en kalabalık Ermeni nüfusunu barındıran ikinci köy konumundaydı. 19 Ocak 1921 tarihli İkdam Gazetesi’nde ki bu haber Gölpazarı bölgesinde yaşayan Ermenilerin tamamının tehcir edilmediğini, 1921 tarihine kadar bölge de Ermeni nüfusunun var olduğunu gösterir bir belge niteliğindedir.
Haftaya Bilecik’in Yunanlılar Tarafından İkinci Kez İşgal Edilmesi konulu yazımızda görüşmek üzere.
Hasan TAŞCI
Araştırmacı – Yazar (Gölpazarlı)
Belge Bilecik Mutasarrıflığının Gölpazarı’na Nakli