Bu haftaki yazımızı geçmiş zamanlarda uygulanan Gölpazarı’nda Yağmur Duası geleneksel törenlerine ayırdık. İlçemizde çeşitli şekilde yapılan bu eski geleneksel törenleri okuduğunuzda, “Aaa ben hatırlıyorum!”, diyeceğinizi duyar gibiyim. Öyle ise yazımıza başlayalım.
Tarıma dayalı toplumlarda özellikle ekim yapılacak zamanlarda yağmurun yağması çiftçiler için çok önem arz eder. Kurak geçen yıllarda yeterli mahsul alamayacağını anlayan halk yağmurun yağmamasından endişelenmekte ve bunun için çareler aramaya çalışır. Bu çarelerden birisi de atalarından aktarılan geleneksel yağmur duası törenidir.
Gölpazarı’nda yağmur duası törenlerinin uygulanış biçimlerinde özellikle manav ve muhacirler arasında farklı uygulamalar dikkat çekicidir. Balkan göçmenleri tarafından yapılan geleneksel yağmur duası töreni yoğun göç nedeniyle yakın zamanımızda bu geleneğin tamamen unutulmasına neden olmuştur. Uzun süreli yağışın olmadığı, aşırı kurak geçen zamanlarda genç kızlar tarafından yağmur duasına çıkılır, yapılan tören sonrası yağmurun yağacağına inanılırmış. Balkan göçmenleri tarafından gerçekleştirilen yağmur duası törenini yakın bir büyüğüm şöyle aktardı.
“Tarlalara ekim yapılacağı zamanlarda, özellikle yağmurun uzun süre ile toprağa düşmemesi durumunda muhacir mahallesinin tüm genç kızları bir araya toplanırdık. Aramızdan öksüz veya yetim bir genç kızı seçer, dağlardan, kayalıklardan topladığımız süpürge çalılarını, ada çaylarını toplar iplere dizerdik. Dizdiğimiz bu kokulu bitkilerden elbise yapar, öksüz arkadaşımızı baştan, başa giydirirdik. Arkadaşımız sallandıkça üstündeki bitkiler mis gibi kokardı. Mâniler ve türküler eşliğinde hep birlikte mahallenin tüm evlerini dolaşır, kapıları bir, bir çalardık. Her kapı çalışımızda hep birlikte yüksek sesle şu maniyi okurduk.
Yağmurcuğum yağıver,
Dere tepe sel alıver,
Tarlada çamur, teknede hamur
Ver Allahım ver, gani gani yağmur.
**
Yağmurcu geldi yağ isteriz
Gökten rahmet isteriz
Yerden bereket isteriz
Yerde çamur, teknede hamur
Ver Allahım ver sellice yağmur
Dereler tepeler sel olsun
Ambarcıklar dolu olsun
Kapılarını açan ev sahibi bir tas suyu arkadaşımızın başından boca eder, arkadaşımız da başına dökülen suyla beraber zıplar, zıpladıkça ıslanan bitkilerden etrafa çok hoş kokular yayılırdı. Hane sahibi bizimle beraber yağmur yağması için dua eder, imkânı dâhilinde biraz un, biraz pekmez, biraz tereyağı vs. gibi yiyecekler verirdi. Mahallenin tüm evleri dolaşıldıktan sonra arkadaşımız biraz ıslanmış olsa da topladığımız malzemelerden yiyecekler yapar, Mâniler ve şarkılar eşliğinde hep birlikte yer içerdik. İnanamayacaksınız belki ama ertesi gün yağmur yağardı. Yağmur yağmaya başladığında sevinç çığlıklarıyla hep bir ağızdan şu maniyi okurduk.
Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Arap kızı
Camdan bakıyor.
Bu âdeti de uzun süren kuraklık zamanlarında hep yapardık.”
1967 yılında ilçemiz ve yöresine ait halk bilimi ile ilgili makaleler yazan Muzaffer Batur, İlçemizin manav kökenli köylerinde o yıllarda uygulanan yağmur duası geleneksel törenlerini şöyle aktaracaktır bizlere:
“Bir gün evvel her evden un toplanır. Kimisi bir şinik, kimisi bir kabak, kimisi bir sahan herkes varlığına göre un verir. Ertesi sabah mahallenin meydanında ocaklar yanar, bir iki kadın, toplanan unlarla hamur yoğurur. Bir ikisi yaslağaç başına oturur. Bir kaçı da ocak başına yufka saçaklarının başına geçer. Yufkalar bir taraftan yapılır, bir taraftan da pişirilir. Pişen yufkalar, gelen geçen çoluk çocuğa dağıtılır. Yufkalar yenir. Herkes getirdiği Kur ’andan dualar okur. Annesinin ilk dölü (ilk doğan çocuğu) kim ise o ıslatılır. Mahallede ilklerin hepsi ıslatılır. Hiç unutmam çay akmıyordu. Bir ilk doğan çocuğu aldılar. Kol ve bacaklarından kaldırarak kuyunun başına getirip yatırdılar. Üzerine sıcak, soğuk demeden kuyudan çekilen suları döktüler. İyice ıslattılar. İnanışa göre iş ve ameliyeler yapıldıktan sonra ikindiye doğru hava bulutlanır Millet daha sokakta iken yağmur yağmaya başlar.”
Bu geleneksel törenler zamanla terk edilmiş yerini İslam dinine uygun dini törenlere (istiskâ) bırakmıştır. Günümüzde yağmur yağma merasimi için özellikle Cuma hutbesinden sonra toplanan halk, imamın önderliğinde dualar okur. Daha sonra yağmur duasına geçilir. İmam önde cemaat ardında eller avuç içleri aşağıda olacak şekilde Allah’a yakarılarak yağmur temennisinde bulunulur.
Hasan TAŞCI
17.10.2022